2 Temmuz 2011 Cumartesi

Jamon Lucas Gordon Transferi ve Sisteme Olan Bağlılık

Euroleague takımları arasında büyük bütçeleri olmadan başarılı olan takımlar dediğimizde ilk aklımıza gelen elbette ki Montepaschi Siena'dır. Sistem ve organizasyon üzerine kurulu bir takım olan Montepaschi Siena Ergin Ataman ile birlikte Sporta Kupasını kazandığı günden bu yana hep üzerine koyarak doğru işleyen sistemi bozmayarak her sene Euroleague seviyesinde final four, yerel bazda ise sürekli hale getirdiği şampiyonluklarını kutluyorlar.

Peki nedir bu sistem? Değişen oyunculara rağmen nasıl ayakta kalıyor? Evet Montepaschi Siena'da hemen her sene en kritik bölgelerde ki oyuncu isimleri değişir. Mesela onlar için en kritik yer olan kısa forvet mevkinde Bootsy Thornton, Romain Sato, David Hawkins ve Malik Hairston o bölge için isimler sürekli değişti ama orada oynayan kişinin verdiği katkı hiç değişmedi. Bu oyuncuların hiçbiri büyük skorer değiller, müthiş şutör de değiller ama en büyük özellikleri fizik avantajları ve savunmaları. 2-3 oynayabilen bu oyuncuların verdiği ribaund katkısı ve savunmada adam değişerek hiç bir pozisyonda fizik olarak eksik kalmamaları, hücumda past-break sonlarını ve gerekirse post-up'da fiziklerini kullanarak 1-1 hucum edebilmeleri...

İste Siena kendisine yarattığı sistemde savunma prensiplerini hep ön planda tutarak buralara kadar geldi. Şimdi bizde bir sistem yaratmaya çalışıyoruz. Oktay Mahmuti ve inandığı savunma oyunu... Oktay Mahmuti'nin geçen yıl hiç vazgeçmediği 2 şey vardı. 4 kısalı oyun ve topa baskı uygulayan 2 numaralar... 4 kısalı oyunda sürekli olarak şutu olan 4 numaralar kullandık.( Rancik, Shumpert ve Haluk) topa baskı yapması için 2 numarada ise; Evren, Shipp ve Göksenin gibi hem kol hem çabukluk avantajı olan oyuncuları kullandık. Bu 3 oyuncununda ortak özelliği güvenilecek şutlarının olmaması yada fazla şut kullanmamaları diyelim. Peki sürekli ve iyi yaptıkları iş ne ribaund almaları ve hızlı hucum sonlarını oynamaları. Çoğu maçta 4 kısa oynayan bazen Rancik'i 5 numaraya çekip iyice kısalan takımızın ribaundlarda ayakta kalmasını sağlayan en büyük etken Joshua Shipp'di ve onun sistem içinde ki yeri... İnatla ben sistem koçuyum maç içinde fazla değişiklik yapmayı sevmem diyen Oktay Mahmuti için 2 numaranın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Bu bölgeye yapılacak transferin savunma yapabilir bir oyuncu olması elzemdi. Peki Jamon Gordon doğru bir isim mi?

2009-2010 sezonunda Maroussi ile Euroleagu macerası yaşayan Gordon takımın en önemli oyuncularından biriydi.  Euroleague'de maç başı 30 dakika süre alan Gordon takımını sürpriz bir şekilde top16 gruplarına sokarken oynadığı basketbolla daha büyük takımların dikkati çekti. Maroussi'nin sezon sonu yaşadığı ekonomik krizle birlikte onunda yolu Yunanistan'ın en büyük iki kulübünden biri olan Olympiakos'a düştü. Takımın başında efsane isim İvkovic bulunan Olympiakos şampiyonluk hasretine son verebilmek için parayı çuvalla harcadığı bu zamanlar rakip Panathinaikos'un en büyük yıldızlarından Spanoulis'i alarak ellerinde bulunan Papaloukas ve Teodosic'de hesaba katılınca açık ara Euroleague'in en iyi guard rotasyonuna sahip olan Olympiakos'da Gordon'un alacağı sürelerin her bir dakikasının altın değerinde olduğunu kabul edelim. Gordon bu altın dakikalardan euroleague'de maç başına 20 adet almış ve İvkovic'in rakibin en önemli oyuncusuna verdiği savunmacı olmuş. Hücumda çok top kullanmamasına hala şaşıranlar olabilir. Oly'nin kadrosunu tekrar saymayayım. O kadroda değil top kullanmak top elinize gelirse kendinizi şanslı hissetmelisiniz.

Jamon Gordon'un istikrarlı bir şutu olmadığını söyleyelim. Onun şutuna güvenilerek alınmadığıda bir gerçek. Takımızın ve Mahmuti'nin zaten ondan asıl isteği şey şut kullanması değil. Geçen yıl Evren ve Shipp'in yaptığı işleri daha da iyi yaparak hatta bazen hucumda oyun sıkışmışken penetre ederek sayı çıkartabilecek olması... Tam bir takım oyuncusu olması ve hiçbir şekilde kenarda tutulmaktan gocunmayacak bir yapıya sahip olması bizim için mükemmel bir transfer olduğunu gösteriyor. Takım kötü gitse bile 20 sayı farkla geriye düşseler bile oyundan hiç kopmaz. Geçen yıl Euroleague play-offlarında Montepaschi Siena karşısında tüm karşılaşmalarda ayakta kalan yegane oyuncu kendisi olmuştu. Bu bile onun oyun karakterini gösterir nitelikte. Euroleague'de gösterdiği performans istatistikler açısından 4 sayı 3 ribaund, 3 asist, 2 top çalma olarak görmemeliyiz. Onun takım içinde ki rolü ve İvkovic'in ona nasıl Eurolleague seviyesinde 20 dakika süre verdiğine odaklanmalıyız. Kısaca Jamon Gordon ribaund alır, top çalar, blok yapar, asist yapar. Oyunun içinde ne kadar pis iş varsa hepsini yapar. Takım ve sistem için muazzam bir transfer...

Jamon Lucas Gordon hakkında ki bilgiler için ise resmi sitemizde çok ayrıntılı bir yazı var. Onu tekrardan okumanızı tavsiye ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder