16 Ocak 2012 Pazartesi

Arabesk Hayatlar

Bir sabah uyandığınızda belinizden aşağısının tutmadığını düşünün bir an için... Tekerlekli sandalyede hayatınızı sürdürmek zorundasınız, insanlar size acıyan gözlerle bakacaklar, iş bulmakta, hatta adam yerine konmakta zorlanacaksınız. "Engelli" sıfatı yapışacak üzerinize, asıl engelin beyinlerinde olduğunu görmekte aciz insanlar tarafından. "Özürlü" diyecek bazıları, kabahatlerinin ne kadar büyük olduğunun farkında olmadan. Hayatınızı normal akışında sürdürebilmek varken, yaşamı sizin için çekilmez hale getirilecek.

Kaldırımlara çıkamayacaksınız bazen. Asansör, otobüs, metro kullanamayacaksınız. Tek sebebi size uygun ortamın hazırlanmamış olması olacak. Bacaklarını kırıp ellerine vermek isteyeceksiniz.

Kimi zaman bir trafik kazası bu sıkıntınıza neden olacak, kimi zaman kanser, kimi zaman bir doğal afet. Bazen doğduğunuz andan itibaren bu dezavantaja sahip olacaksınız. Bu yaşamanıza engel mi?

Spor, fiziksel ve zihinsel dezavantaja sahip insanların normal yaşantıya dönmelerini ve/veya günlük hayata adaptasyonlarını oldukça kolaylaştıran bir olgu. Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı'nın kurulmasındaki temel nedenlerden biri de budur zaten. (Galatasaray ayrıca binicilik sporu ile bu alana katkı vermektedir.)

Bilindiği üzere o dönemki başkanımız rahmetli Özhan Canaydın ve şu an da şubenin başında yer alan Sinan Kalpakçıoğlu tarafından kuruldu. Takımın başına yönetim meziyeti en az Galatasaraylılığı kadar iyi olan Sedat İncesu getirildi ve şu an yedinci sezonunda. 

Takımın bu yedi sezon boyunca kazandığı başarıları Türkiye'de hiçbir spor branşında, hiçbir takım elde edemedi. 7 sezonda yalnız 8 mağlubiyet ile 1 kere Birinci Lig şampiyonluğu, 5 kere üst üste (Üçü namağlup olmak üzere) Süper Lig şampiyonluğu, 3 Şampiyonlar Kupası şampiyonluğu ve 3 Kitakyushu Kupası (Kıtalararası Kupa) şampiyonluğu kazandı. Özel turnuvalar da cabası... (Şu anda yedinci sezonun içerisindeyiz.)

Kazandığı başarıların yanı sıra bünyesinde bulundurduğu sporcuların yaşantılarında göstermiş olduğu etkiyi Sedat Hoca bu sene Kitakyushu Kupası şampiyonluğu sonrasında Özgür'ün bavullarını taşıdığı görüntüler eşliğinde kendisi anlatmıştı. Özgür'ün kendi eşyalarını taşımasının garipsenebileceğini ama amaçlarından bir tanesinin de onların herhangi bir dezavantaja sahip olmayan insanlar gibi yaşaması için ellerinden geleni yapmak olduğunu, sporculuk kariyerlerinin kendilerine güvenlerini yerine getirdiğini ve bu görüntülerin güzelliğini anlatmıştı, ben de tatlı tatlı dinlemiştim. (Galatasaray TV kayıtlarından bulup, izleyebilirsiniz.)

Bütün bunları neden anlatıyorum?

Malumunuz, Arda Turan bir televizyon programına telefon ile bağlanmış ve tepki verilebilecek çeşitli sözler söylemişti. Gazetelerde ve internet ortamında Galatasaray taraftarı çeşitli reaksiyonlar verdi ve Arda da dün gece TRT 1'deki spor programına bağlanarak kendince kıvırmaya çalıştı.

Bu sözlere tepki veren isimlerden bir tanesi de Sedat İncesu'ydu. Sedat Hoca ne dedi?

"Bu kulüp dediğin Galatasaray'dır Arda efendi... Yemek verilmemiş... Adamlık , Sporculuk, takım ruhu karnı açken cebinde son kalan bozuklukları birleştirerek servis arabasına ancak 15 TL lik mazot alarak antremana gitmektir. Şartlar ne olursa olsun kulübüne ihanet etmemektir. Sende haklısın yemek verilmediği için açlıktan gözün kararmıştır görememişsindir Engelsiz Aslanların Galatasaray için verdiği savaşı..."

Bugün Mehmet Demirkol isimli insanın malum televizyon kanalındaki programı izlerken söz doğal olarak Arda konusuna geldi. Beyefendiler Arda'nın sözlerinde herhangi bir sıkıntı olmadığını, kendisinin Galatasaray'ı çok sevdiğini, bu sözlere esas tepki vermesi gerekenlerin Atletico Madrid takımının taraftarı olduğunu söylediler. Bağış Erten konu ile ilgili programa bağlandı, "Bu kulüp" lafına takılmaması gerektiğini söylediler, insanların tepki gösterdiği diğer mevzuyu göz ardı ederek. Telefon kapandı, M.D. insanların attığı mesajları okudu ve en sonunda sıra Sedat Hoca'nın sözlerine geldi. Mehmet Demirkol sözleri okumaya başladığında Fuat Akdağ "Okuma Allah aşkına." diye bir tepki gösterdi. Demirkol okumaya devam etti ve sözlerinin sonunda "Bunları söylemek de arabesk sanatçılığıdır." dedi. Akabinde Abdurrahim Albayrak'ın söylediği sözlerden bahsederken kendisinden "Bir yönetici" diyerek bahsetti ve kendince tepki gösterdi. "Kitleleri galeyana getirmektir!" Arda'nın sözlerinin izlenmediğini iddia eden bu ismin sayın Albayrak'ın konuşmasını izlemediği o kadar belliydi ki.

Demirkol ve Akdağ ikilisi: Sedat Hoca ile hayatınızda kaç kere karşılaştınız? Onun savaştığı bu yolda sizin katkılarınız ne oldu? Hangi cüret ile kendisini küçümeyici tavırlarla bu sözleri söyleyebiliyorsunuz? Bütün bu sözleri söylerken "Arabesk sanatçılığı" tanımlamasını kullanan Demirkol bir sektörü de küçümsemiş oldu. Bu sözleri söyleme hakkını nereden alıyor?

Elit tavırlarla kendisini önemli insanlar olarak gören bu ikilinin, özellikle Demirkol'un, Engelsiz Aslanlar'ın başarılarından ne kadar haberi var? Arda'nın Türk futboluna veremediğini Sedat Hoca'nın, ekibinin ve Engelsiz Aslanlar'ımızın Türk sporuna kattıklarının farkındalar mı? Son dönemde yaptığı tek şey konuşmak olan Arda Turan ile bu insanların arasındaki Arda lehine tek fark popülarite ve para iken, Aslanlarımızın sportif başarılarını göz ardı etmek de ne oluyor?

Bu ikili, özellikle Demirkol, Türk sporunun uluslararası arenada en başarılı olan federasyonlarından bir tanesinin Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu olduğunu biliyorlar mı? Türk futbolu bırakın olimpiyatları, kendi branşlarındaki şampiyonalara katılmakta zorlanırken, olimpiyat oyunlarına denk paralimpik oyunlarında Türkiye'yi olimpiyatlarda temsil etme hakkına sahip olan ilk takımın tekerlekli sandalye basketbol milli takımı olduğunu biliyor mu? Bu takımdaki 5 oyuncunun Galatasaray'da oynadığını, Sedat Hoca'nın bu branşta dünya üzerindeki yerini?

Para ve popülarite bu kadar mı gözlerini boyuyor?

Hocamızın sözlerini yersiz bulan Galatasaray taraftarı, bu insanlar için kaç kere salonda bulundunuz? Benzer başarıyı futbolda yakalasak havaalanına koşacak insanlar Engelsiz Aslanlar'ımızın başarısında sadece kuru bir tebriği internet ortamına aktararak, bazen bunu bile yapmayarak, nasıl bir iki yüzlülük sergilemektedir? Her şey futbol mudur? Spor futbol mudur?

Haydi Demirkol ve Akdağ ikilisinin içindekileri bir şekilde okuyabiliyoruz, Galatasaray taraftarının riyakarlığını nasıl okumamız gerekir?

Demirkol ve Akdağ'a sorular bitmedi. Fenerbahçe'nin voleybolda yaşadığı ve uluslararası arenadaki ender başarılarından olan "Dünya Kulüpler Şampiyonluğu"na önemli bir vakit ayıran bu ikili Engelsiz Aslanlar'ın başarılarının ardından programlarında onlara yer vermişler mi?

Sedat Hoca Arda Turan isimli futbolcuya sağlam bir Galatasaraylılık ayarı vermiştir ve bu isyanında gayet haklıdır. Bu isyan Arda Turan öznesinde bütün Galatasaraylılara ve Türk sporseverlere gösterilmiştir. Bunu algılamak bu kadar zor mudur?

Siz bu insanların gerek parkelerde, gerek dışarıda nasıl bir savaş verdiğinin farkında mızınız?

Kim oluyorsunuz da tekerlekli sandalye basketbol özelinde Türk sporuna önemli katkılar vermiş Sedat Hoca ve aslanlarına bu tepkiyi verebiliyorsunuz?

Bu sözleri söylemek arabesk sanatçılığı ise ben de, benim gibi düşünenler de en büyük jiletçi hayranlarız.

Bu konu her zamanki gibi unutulup gidecek. Demirkol'un terbiyesizliği yanına kar kalacak.

Arabesk sanatçıları, arabesk hayatlara sahip insanlar Demirkol ve Akdağ gibilerdir. Bu sözleri yersiz bulan bir kısım Galatasaray taraftarıdır. Esas engelli olanlar da...