27 Haziran 2011 Pazartesi

Oktay Mahmuti ve Ceo Muhabbetleri Üzerine

Oktay mahmuti'nin yıllarca emek verdiği evinden yuvasından yani Efes Pilsen'den gönderilişi yani 2006-2007 sezonunun sonu...




Bu röportajda Oktay Mahmuti aslında neden bu birlikteliğin bittiğini anlatıyor. Şimdi en başa sarmak lazım... Sezon daha başlamadan önce Real Madrid ve Tau Ceramica Oktay Hoca'ya teklif yaparlar. Real madrid'in teklifi çok ciddidir. Oktay hoca kulüpten izin ister. Fakat Efes yönetimi buna izin vermez. Çünkü tarihin en iyi bütçesi ve en iyi takımı kuruluyordur. Bu bağlamda Euroleague sayı kralı Drew Nicholas ve Uleb sayı kralı Horace Jenkins alınmıştır. Geçen yılın en iyi oyuncusu ve Oktay hoca'nın prensi Antonio Granger kadroda tutulmuştur. Henry Domercant ve Charles Smith yerine iki sayı kralı getiren Efes Pilsen pota altına ise, müthiş atlet Marcus Haislip'i almıştır ve Avrupa'nın en iyi pasör uzunu Nikola Prkacin daha ne olsun? Bu kadroyu şimdi kuran olsa yine heyecanlanırım.

Ama takımın Pg posizyonu tam bir faciadır. Gelecek sezon kadromuza katılacak olan Ender Arslan'ı o yıl kapı dışarı eden Oktay Mahmuti, o bölgeyi saf Pg olan Cüneyt Erden, genç Can Akın ve yine bir diğer genç oyuncu Barış Ermiş'e ek olarak Pg-Sg oynayabilen Jenkins'in idare edebileceğini düşünmüştür. 

Sezon daha başlamadan bu kadar Amerikalı'nın büyük bir risk olup olmadığı tartışılmaya başlanmıştı. 4 Amerikalı tartışıla dursun Efes Pilsen'de 1 numaralı hücum silahlarına hep en büyük yardımı yapan, bir nevi Michael Jordan-Scottie Pippen etkisi yaratan sırasıyla Trajan Langdon, Marcus Brown, Henry Domercant gibi yıldızlarla müthiş işler çıkartan Antonio Granger'ın talihsiz sakatlığı Efes Pilsen'in tüm planlarını yıkar. Final Four hedefiyle çıkılan yolda ilk darbeyi alan Efes Pilsen'in Euroleague grubu ise, tam manasıyla kan dondurucudur. Ölüm grubu denen şey o sezon Efes Pilsen'i bulmuştu. Zamanın en iyi kadrosunu kuran Tau Ceramica, ( İgor Rakocevic-Zoran Planinic-Tiago Splitter-Serkan Erdoğan ve Luis Scola) Dusan İvkovic'in takımı Dinamo Moskova (Travis Hensen-Antonis Fotsis-Sergei Monia-Lazaros Papadopoulas ve geçen yılın finalisti Olympiacos ( Arvydas Macijauskas-Damir Mulaomeroviç-Henry Domercant) 

Takımı kurarken savunma yapan uzunları, topu yere vurabilen gerekirse sorumluluk alabilecek kısalarla kuran Oktay Mahmuti'nin en büyük handikapı olan Pg seçimi konusunda tamamen atıcı Jenkins'i getirmesi ve zaten en iyi savunma yapan takımız hucumda tıkanırsak 2 tane sayı kralımız var. Bu takım sırtı yere gelmez söylemlerine maruz kalması erken görülebilecek her şeyin üstünü örttü. Jenkins balonunun patlaması çok uzun sürmedi ama ha şimdi oldu ha şimdi olacak diye diye Efes Pilsen çok zaman kaybetti. Granger'ın bir türlü iyileşmemesi Can Akın, Mustafa Abi, Cüneyt Erden ve Barış Ermiş gibi kısa Türk rotasyonu takımın istenen seviyeye gelmesini engelleyen diğer unsurlardı. Gerçi sonraları Jenkins'i gönderip Aleksandar Rasic'i getirdiler ama doğru insan yanlış zaman idi.Her şeye tuz biber eken ise, final serisinde Fenerbahçe Ülker'e 4-0 kaybetmek oldu. Hemde hiçbir maçta rakibe direnç gösteremeden...

Her şey mükemmel giderken Efes Pilsen'in bütçeyi artırması, Final Four için yıldız gerekir sanılması, Antonio Granger'ın sakatlığı, Pg sıkıntısı ve yanlış transferler birbirlerini çok seven iki ismin yolunun ayrılmasını kaçınılmaz kıldı. Herşey çok çabuk gelişti ama kaçınılmaz sonda Oktay Mahmuti'nin söylediği "sevaplarımla günahlarımla gidiyorum. günahlarım benim olsun sevaplarım ise oyuncularımın" lafı bir yere not edilmeli.

Şimdi Oktay Mahmuti bizim koçumuz ve Galatasaray 2006 sezonunda final four hamlesi yapan Efes Pilsen gibi... Yıldız isimler bekleniyor ve hedefler biraz erken yükseldi. Basında geçen isimler, bizlerin yani taraftarların heyecanı, Euroleague mevzusu takımın istikrarlı büyümek prensibini biraz esnetebilir. Geçen hafta Oktay Mahmuti'nin ceo olacak söylentileri çıktığında aklıma ilk olarak bu bütçe meselesi geldi. Mahmuti'nin tepeye çıkma isteğinin arkası sadece planlama ile açıklanamaz. Mahmuti belki de 3 yıl sonunda hedeflenen bütçenin bu sene uygulanacak olmasından rahatsız olmuş olabilir. Beklentilerin bu kadar yükselmesi, gerçek öngörülür planlamanın sapması manasına gelir. Oktay hoca'da bundan çekinmiş olabilir. Benim şahsi görüşüm Oktay Mahmuti'nin düşük bütçeli takımlarla muazzam işler başarabilecek hatta ve hatta başarısız olamayacak çapta müthiş bir koçtur. Onun işi takım kimyasıdır. Onunla beraber başarılı olan oyunculara baktığımız zaman hep egosu düşük takım için oynayan oyuncular olduğunu görürüz. Bu yüzden gelecek sezon takım kurulurken umarım Oktay Hoca 2006'yı unutmaz. Onun ne kadar büyük bir karakter olduğunu ve yarattığı takımlara da bu karakteri aşıladığını düşününce ondan tek dileğim bu... Bize gerekirse Nba yıldızları gelmesin, Avrupa'nın kalburüstü oyuncularını almayalım. Yeter ki biz senin bildik karakterli Oktay Mahmuti takımı olalım...


Ömer Faruk Karsatar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder