18 Ekim 2011 Salı

Dünya Şampiyonluğu ve Getirileri (!)

Bu yazı aslında şampiyonluğun kutlanacağı yazı olarak tasarlanmıştı ancak çeşitli sebepler yüzünden farklı noktalara değinmek durumundayım.

Öncelikle Engelsiz Aslanlar'ımıza haklarını teslim edelim.

Kolay değil, 2005 yılında kuruluyorsunuz ve altı sene içerisinde bütün takım sporlarında en dominant ekip olmayı başarıyorsunuz. Lig şampiyonluklar, Avrupa Şampiyonlukları, Dünya Şampiyonlukları peşi sıra geliyor... Üstelik bütün bunları başarırken 6 senede sadece 8 kez yeniliyorsunuz. Bu yenilgilerin beşi Avrupa arenasına ilk çıktığınız sene yarı final ve üçüncülük maçı ve 5. olduğunuz 2010 senesinde üç grup maçı şeklinde yaşanıyor. 2 Avrupa, 3 Dünya, 3 Lig şampiyonluğunu namağlup yaşıyorsunuz. İşin en güzel tarafı, bütün bu başarılara rağmen yüreğinizdeki kazanma azmi, arzusu bir an bile eksilmiyor.

Tebrikler engel tanımayan aslan yürekli insanlar.

Peki sıkıntı nerede?

İki noktaya çok takıldım. Birincisi geçen gün Takvim gazetesinde çıkan yazı. 

İyi niyetli, güzel ancak bir o kadar da başarısız bir yazı. Nedenlerine gelelim:

1) Doğru düzgün araştırma yapılmadan yazılmış. Muhtemelen resmi sitedeki kadroya bakılmış, dikkatinizi çekerim sezon başlamasına rağmen hala daha geçen seneki kadromuz yer almakta, ve onun üzerinden haber üretilmeye çalışılmış.

- Volkan Aydeniz ve Ramazan Kahriman Bornova Barış Gücü'ne, Ömer Gürkan ise Vigo, İspanya'ya transfer oldular.
- D.E. isimli şahıs da çok şükür şubeyle tamamen alakasız konumda.

İşte basın bu kadar ilgisiz. Birçoğu resmi sitedeki haberin çakmasını hazırlayarak samimi olmayan övgüleri dizmeye çalışmışlar, olmamış. Yazık.

2) İşin en acı verici tarafı bunu bizim taraftarımızın da yapıyor olması. Engelsiz Aslanlar'a karşı o kadar ilgisiziz ki... Yolda bir Galatasaraylı çevirsen takımdan 2 kişi say desen sayabilme ihtimali nedir?

Forumların çoğuna bakmadım ancak "Gururumuzsunuz.", "Helal olsun.", "Galatasaray'ın gerçek ruhu!" tadında yazılara rastlarız. Hatta bir kısmı yüzsüzlüğü o kadar benimsemiştir ki "İlgisiz gibi görünsek de hep kalbimizin bir köşesindesiniz." der.

Malesef bu insanların maçlarına yine benzer simalar gidecek. Belli 30-40 kişiyi salonda göreceğiz. Mayıs 2012'ye kadar Engelsiz Aslanlar'ın ismi çoğu yerde geçmeyecek.

Bir şampiyonluğun getirisi fazla olur değil mi? Bu insanlar için 3-5 forum mesajı, bir de o an havaalanında karşılanmaktan ibaret. Düşünün, an itibariyle ana sayfada isimleri bile geçmemekte.

Bu başarının alışkanlık haline gelmesi değildir. Bu ilgisizliktir.

Aklımdaki soru çok basit: Onlar Galatasaray'a fazlasıyla layıklar ama acaba biz Engelsiz Aslanlar'a layık mıyız?

1 yorum:

  1. Yorumlarına sonuna kadar katılıyorum ve kendimi de bu saydğın insanlar içine katıyorum. Ama maalesef ülkemizde böyle değerli başarılar yerine kitleleri arkasından sürükleyecek haberler manşetlerde yer alıyor. Bizler de sporseverler ya da taraftar olarak üstümüze düşen görevi ,yani Engel Tanımayan Aslan'larımıza gereken değeri vermiyoruz. Bence bu olay aslında bizleri anlatıyor. Trajik bir durum ancak maalesef bizler önümüzde bir şey getirilmediği sürece o şeyin peşinden koşmasını bilen insanlar değiliz.

    YanıtlaSil